Herkese Merhaba,
Kararlarınızı nasıl alırsınız?
Kalbiniz ve iç güdüleriniz tamamen farklı bir şey istese de onları yok sayıp, sadece aklınızla, mantığınızla karar verdiğiniz oldu mu hiç?
Ya da yürekten kararlar alıp, onları takip etmenin ne kadar güzel bir his olduğunu biliyor musunuz?
Siz de deneyimlemişsinizdir, sadece mantığınızla, gerçek isteklerinizi göz ardı edip aldığınız kararlar ile yola devam ederkenki o sıkışmışlık hissini. Kendiniz olmadığınızı bildiğiniz ama artık yola da çıkmış olduğunuzdan o yoldan dönememe hissini. Kalbinizle aldığınız kararlarda ise yolda istenmeyen durumlar yaşasanız dahi onları aşmaya gücünüzü, sonuçlarına tahammül etme dirayetinizi…
Çünkü; her zaman gerçek istekler ve arzular kalbinizde yatar. Kalbinize her zaman güvenebilirsiniz o, sizi yalnız bırakmaz. Arzularımız, hayallerimiz bizi yalnız bırakmaz. Kaç kere mantığımızla çözmeye çalışsak da çekmecelerimize koysak da yine de bizi yalnız bırakmazlar.
Bu yüzden kalbinizin arzularını takip etmelisiniz. Kalbinin yolundan gidenler hayatta coşkuyla davranırlar, mantığının yolundan gidenler ise heyecanlarını ve iştahlarını zamanla kaybederler.
Peki bunu yapabilmek için hangi niteliklere ihtiyacınız var? Korkularınızı, endişelerinizi ve şüphelerinizi bir kenara bırakmak için ne yapabilirsiniz? Sürekli olarak kalplerinin sesini dinleyen insanlar bunu nasıl başarıyorlar?
Aslında hayatta 4 temel taş var: Beslenme, Egzersiz, Rahatlama-Dinlenme, Neşe.
İlk üçünü hepimiz biliyor ve genelde uygulamaya çalışıyoruz. Bu konularda hayatınızın detaylarını ayrıca planlamanızı öneririm. Beden ve ruh sağlığı bir bütündür. Gelmiş olduğumuz bu son derece muhteşem hayatta kendimizden bunları esirgemememiz lazım.
Genelde göz ardı edilen, yok sayılan ise hep neşe olur. Hatta şu an neredeyse ‘Kim daha fazla suratsız?’ yarışması yapar gibi halimiz var ülkemizde. Teşekkür etmekten, ‘Merhaba’ demekten aciz olan insanlar, başkasının neşesini kıskananlar, neşeli birini gördüğünde ayıplayanlar, biri neşeli olduğunda neşesini kursağında bırakmak için elinden geleni yapanlar… Çok çeşit insan var hayatta. Neşe; kimine göre saçmalık, kimine göre edepsizlik, kimine göre yaşam enerjisi, iştah. Nereden baktıklarına bağlı, Şimdiye kadar hayatta ne öğrendiklerine, kimler tarafından, nasıl yetiştirildiklerine bağlı.
Ya sizin günlük yaşamınızda ne kadar neşeniz var?
Hepimizin aklında bir türlü bırakamadığımız ve sürekli kara kara düşündüğümüz konular vardır. Belki işinizden memnun olmayışınız, belki ilişkilerinizdeki özensizlikten rahatsız oluşunuz.
Bu düşünceleri kırıp kalbinizin sesini nasıl takip edebilirsiniz? İç sesinize daha çok güvenmeniz için neye ihtiyacınız var?
Öncelikle cesarete ve güvene ihtiyacınız var. Bu iki yönü çantamıza koyarsak, korkumuzu zaten biraz daha azaltmış oluruz. Çantamız doluyken artık olasılık odalarına doğru yola çıkarız.
Sevdiğiniz bir şeyi yapıyor olsaydınız hayatınız nasıl olurdu? Şu anda yaptığınız şeyden ziyade yapmayı tercih ettiğiniz bir şey var mı?
Şu anda bir fırsatı göremiyor olmanız onun var olmadığı anlamına gelmez.
Aynı zamanda sizi destekleyen ve kutlayan cesaret verici bir ortama da ihtiyacınız var. Sizi şüpheye düşürmek ve moralinizi bozmak yerine önünüzü açan, sizi güçlendiren bir ortam. O yüzden Kadınlar Kulübü’nü kurdum.
Kalbiniz ve ruhunuzun neye ihtiyacı var? Kişisel pillerinizi en üst seviyeye çıkarmak için nelerden faydalanabilirsiniz? Kalbinizi ne doldurur?
Cevapları bulursanız ve kalbinizi doldurmayı başarırsanız, başkalarına da bulaştırabilirsiniz. Hayat başkalarını mutlu etmekle ilgili değil, seninle ilgilidir. Çünkü; kalbin güçlü olduğunda, aklınla el ele gidebilir ve başkalarını da yanında taşıyabilir.
- Yazımı sevdiysen serinin devamını ‘İştahla Yaşamak Mail Programı‘mda bulabilirsin.