Herkese Merhaba,
Bu yazımda da para zihniyetinden bahsetmeye devam edeceğim. Hayatın birçok alanında olduğu gibi para konusunda da hep bir şeyleri bekliyoruz. Yılbaşından sonra, Pazartesi gelince, ah şu kartın borcunu ödeyince… Mutlaka başlayacağızdır. Birikime, tasarrufa, yeni kararları uygulamaya… Halbuki o an asla gelmez, hep ötelenir de ötelenir, ola ki geldi, sürdürülemez. Fakat başlama konusunda özel bir zaman beklemektense en iyi zaman, her zaman bulunduğunuz andan başlamaktır. Bunun kulağa biraz saçma geldiğini biliyorum. Demek istediğim, başlayacak başka daha iyi bir yer ve zaman yok. Bazen başka bir yerde olma isteği (ve bulunduğumuz yerde olmanın utancı) harekete geçmemizi engeller. Pazartesiye kadar diyetler ertelenir, evi temizlemeden temizlik yapacak kadın çağrılmaz, çok kazanılmadan birikim yapılmaz… Bu liste uzar gider. Şu anda bulunduğunuz yeri kabul etmek ve ilerlemek hayatınıza yapabileceğimiz en iyi şey. Bugün bulunduğunuz yerin, şu an tam olarak olmanız gereken yer olduğunu bilin. Şu anda bulunduğunuz yer, yolculuğunuzda sadece basit bir basamak. Siz bir sonraki adımı atmak için söz verin kafi.
İkinci olarak para zihniyetimiz ve neler başarabileceğimize dair inançlarımız genellikle erken çocukluk döneminde şekillenir demiştik. Para, modern hayatta temel bir hayatta kalma sorunu olduğu için aslında bize derin ve ilkel bir yerden dokunuyor. Bu konuda aldığımız herhangi bir olumsuz eleştiri veya yargı ‘Parayla aram iyi değil.’ veya ‘Parayı nasıl yöneteceğimi bilmiyorum.’ şeklinde kendimizi etiketlememize sebep olabiliyor.
Bu konuda yapmanız gereken şey: Kendinize ve yeni şeyler öğrenme yeteneğinize inanın. Şimdiye kadar ne olmuş ise olmuş bundan sonra bir şeylerin değişebileceğine olan inancınızı güçlendirin. Denemeye ve hata yapmaya açık olun. Hatalar ve başarısızlıklar, öğrenmeniz gereken daha fazla şey olduğuna dair basit geri bildirimlerdir.
Tüm bu süreçte kendinize sık sık hatırlatmanız gereken, Norman Vincent Peale’in da dediği gibi
‘Kendine inan! Yeteneklerine inancın olsun!’
Parayla olan şimdiye kadarki ilişkinizde birçok hata yapmış olabilirsiniz. Kartlarınız tepesine kadar dolu olmasına rağmen hala alışveriş peşinde de olabilirsiniz, siciliniz kara listede, sorumsuz harcamalarınız nedeni ile başınız belada olabilir. Ya da bu yaşınıza kadar hiç birikim yapmadığınız için kendinizi suçluyor olabilirsiniz. Şu an tüm bunlar gerçek. Var olan durumunuz eğer böyle ise kabul edin. Ve kendinizi affedin.
Hiçbirimiz para konusunda neyi, nasıl yapacağımızı bilerek doğmadık. Bu yüzden lütfen kendinize biraz müsamaha gösterin ve kendinizi affedin. Uçan kuşa borçluysanız, hala bir tasarruf hesabınız yoksa veya henüz emeklilik planınıza başlamamış olsanız bile… Geçmişi silmenin ve kendinize yeniden başlamak için izin vermenin zamanı geldi! Aynaya bakın birkaç kere kendinize ‘Seni affediyorum!’ deyin ya da olduğunuz yerde birkaç kere defterinize bunu yazın. Affedilmek her zaman iyi gelir.
Borç ya da para konusundaki tutarsızlıkların bu şekilde sonsuza dek senin hikayen olmak zorunda değil. Neşeli, tatmin edici ve güçlü bir hayat yaşamayı kendinize borçlusunuz – hem de para stresinden uzakta!
- Yazımı sevdiysen serinin devamını ‘Bütçe 101 Mail Programı‘mda bulabilirsin.
